Friday, October 21, 2011

Baby Tv dile gelse...

Dort goz kufur mudur? Asagilama midir? Igneleme midir?

Nedir? 

"Nedir kuzum seni bu kadar uzen?" diye sorduklarinda, yavasca kafami kaldirip soyle seslenmistim:

"bilmek istemezsin". cunku anlatmak istemem.. benim anlatmak istemedigim seyi bilmek istemene sasiyorum..

evet evet yazdim, gor bak. ucunu kapasan gozlerinden biri gorur yazdiklarimi.

cabarnet dedigin tek gozu acik karnibahar...

Sunday, October 09, 2011

Bakkal Tekerrurleri

Uzun uzadiya tartismak yersiz... Ama bir hikaye ile anlatilabilir...Hikaye iyi kurgulanmali ve anlatilmalidir lakin..

Bakkal tekerrurleri...

9 ila 18 yaslari arasindalardi... bu uzun donem boyunca evden ciktilari cogu zamani beraber geciriyorlardi. Hatta yetmiyor, evin dar alanina tahammul edip icinde de devam ediyorlardi kismen birlikteliklerine. Evin icinde tehlikeli gucler vardi. Heran disardaki hayati degistirebilecek kudretteydiler. Bir seslenmeleri yeterdi..

- Musssssaaaaaaaaaaa.... Musssaaaaa...

Bazilari daha once irkiliyordu sesten. Oncelikli olarak ne duyduklarina degil, nasil duyduklarina gidiyordu akillari. Daha sonra aralarindan biri haric derin bir rahatlama duygusuna kapiliyorlardi. Gerci her an bir sonraki dalga kendilerine vurabilirdi.

Musa gene de iyisini umarak sese yoneldi. Kendini koseden gosterdiginde neyle karsilacagini biliyordu. Balkondan bir mesaj vardi, kimi zaman pencereden... Rulo yapilmis ve mandala sikistirilmisti... havada garip hareketler yapip hizla acisal momentumunu degistirme kapasitesine sahip "mandalli para" cogu zaman galip gelirdi mahallede. Surecte mutlaka eglenilecek birseyler bulunurdu cunku. Mandal balkon altindakinin ellerini birlestirdigi ve gogus hizasinda tuttugun brandaya dusecek miydi? Atan SES umursamadigi icin, itfaiye brandasi gibi sabit durmaktan vazgecerdi tutucu.. Mandalli para cogu zaman yerdeydi...

Musa'yi bekleyen bir sokak ve sokagin ortalarina dogru cikisi gorunen 100 basamakli bir merdiven vardi. .Iki tarafinda tek tuk arabalarin bulundugu sokak girisi icin citlerden atlamak yolu kisaltiyordu. Musa bunu yapmak icin etrafini kolacak etti.. Zira Ali Osman bahceyle ilgileniyor olabilirdi.. Aksam ev icinde baska bir tonda Musa! duyulabilirdi.

Merdivenin basina geldiginde aksam evdeki Musa!'yi nasil kisa yoldan cozerim diye dusunmeye bile vakti kalmamisti. Yolculuk zor baslamisti. Merdivenler 2ser 3er inilebilirdi. Her seferinde inerken sol tarafta bulunan legen seklini almis patika hatiralari canlandirirdi. Kisin ozenle hazirlanilip cikilan kizak kaymalarin mekaniydi burasi. Ozenle hazirlanilmak da evdeki kudretin buyurugu idi. Nasilsa ozensiz bir sekilde girilirdi eve o yuzden ozenle hazirlanmak sorun olmazdi. Uzun sureler kayildigi icin legen seklini almis patika bir yola kadar devam ederdi. Musa'nin burdan sonra yurumesi gereken bir yokus vardi.. Bakkala giden bu yolun hep asagi dogru olmasini dilerdi. Dilekler, Bakkal donusunu yuklu ve yukari olmaktan hic alikoymadi. Ayni yol geri donulecekti, ustelik yogurt ve ekmek esliginde.

Geri donus yolunda Merdivenlerin sonu 'neredeyse vardim' hissiyatini guclendirmisti Musa'nin. Lakin bu sefer citlerden atlayamayacagi kesindi. Bazen 2'de 2 yaptigi olur ve "soz de dinlemiyor" ile yogunlasirdi aksamlar..

Mandalli paranin yerinde mandal ve bozukluk vardi artik. sokakta kosturmaktan esnemis cepte ileri geri hareket ettigi gibi sesini de duyururdu mahalleye. Mahallenin kutu kutu evlerinden birine kadar gidilecekti. Kudret buyurdugunu ELDEN takip ederdi cunku...

Teslimattan sonra gene beraberdiler.. Cok gecmemisti. Adaptasyon kisa surmustu. Bir kac guncelleme ile halledildi. 3-3 olmustu. O sirada Muuussssssssssssaaa. Sonu keskindi. Belli ki bir hata yapilmisti. Kim yaparsa yapsin cezasi coktan Musa'ya kesilmis hata yakinda acikliga kavusacakti.

"Sogani unutmussun hem gitmisken pirinc de azalmis. Soyle tartsin Baydin Efendi." Cifte hata vardi. Ama farketmezdi. Kudret sadece pirinc de isteyebilirdi.

Iste tam bu noktada bu Kudret'in kendi hayattinda yapmadiklari seyler icin birilerinin yapmasini arzu etmesi ve desteklemesini begenmiyorum...

Bu nedenle Kurumsal Sosyal Sorumluluk dusuncesini sorunlu buluyorum..

Tartisma degil anlatim uzun uzadiya oldu. Yoksa gayet netim...

sosisli

Sosisli satan bir yerde bu kadar uzun kuyruk gorulmemisti. Sirayi bozanlar sosisli ciddiyeti ile muntazam bir sekilde kuyruga itiat ediyorlardi. Ortamin gerilmesi ise an meselesi idi. Huzursuzluk yerine sosundan yoksun sosisli isteyen guruh araya kaynayan bir kadina topluca ama bircok agizdan kanon halini alarak sozlu saldirida bulundu. Kadin haketmisti. Kendi kendine bu kadar da azarlanacak birsey yapmadigini anlatmak istercesine yanindaki diger kadina bakti. Kadin kadina kalmislardi. Birkac kisinin aklinda fantaziler urettirse de bu anlik durum, sosisliye olan odak cok yogundu.

Arkamdaki egildi ve kisik sesle " kanserden daha tehlikeli, daha kotu" dedi.. Once sosisli zannettim imayi. evet bir sacmalik vardi bu sosislerde, kesin bagimlilik yaratiyor diye dusunmeden edemedim. Kanserden daha tehlikeli olma ihtimali belirdi kafam da. Ta ki "kadinlar, kanserden daha tehlikeli" fisiltisini duyana kadar. Daha dikkatli baktim yuzune hemcinsimin.

5 dakika sonra gordum kendisini uzaktaki masada... 3 kadinla beraber sosisli yiyordu.. Goz goze geldik.

Basimla acil sifalar kardes sana isareti yaptim. Kucuk acili bir sekilde yana yatan kafa, yukari kalkan cift kas ve asagiya dogru bukulen dudakla..

hardal dokulmustu sakalima. Sildim.

sosisli kuyrugu daha da uzundu son baktigimda...

senelik tavafimi yapmanin huzuru ile sigarami yaktim..sorun yok..
hepimiz nasilsa bir sekilde kanser olacagiz...