Monday, June 02, 2014

AY


Güneş ile bulut arasındaki ebedi ''aydınlatma hükmü'' mücadelesini geceler unutturur.. eger ki ay yoksa orada..

Monday, April 08, 2013

uykusuz


Gerçeklik ile ilgili verili tanımlama ve düşüncelerle baktığımızda;

ikiye böleriz yaşamımızı..

bir parçası uyku halidir. uyku hali illa uykuda olmaz. uyku halinde olmak ile olur..

uyku halinde değilsek eğer uyku halinin uykusudur O!

öyleyizdir..


uykusunda uyanık olanlar da var..hep uyanıklar yani..

bir uyuyup, bir uyanık olunmaz.. öyle zannedilir anca..


zihin ise iki parçanın da efendisidir.. ikiye bölünen yaşamın her iki bölümünün de efendisi...


peki o içimdeki ağırlık diyenlere;

her şey sırayla... önce bunu anla...


Monday, April 23, 2012

palindrom!

'tabii ki' diye cevap vermişti. bu cevaptan sonra  tek yapması gereken bakışlarının yönünü değiştirip yapması gereken şeyleri yapmaya devam etmekti. Öyle yaptı.

sadece biri 'neden olmasın?' dedi ... cevabını alamadan yapması gerekenleri yapmaya devam etti.. bakışlarının şekli değişmemişti.

'şimdi mi?' diye sormuştu... Aslında 'gerçekten mi?' diye sormak istiyordu. Zaman ile gerçeklik algıları karışmıştı...

'kaç oldu' diye düşündü ama 'kaçalım' diyebildi.. onu da pek duyan olmadı...

'uzun zamandır buralardayım' diye devam etti cümlesine.. uzunluğunu içindeki karartılardan anlıyordu.

'aşk, bok, savaş, su, soda, fıkra, makarna, sinema, otobüs, yol, topkek' ve gibi gibi kelimelerden oluşuyordu devamı...

'merhaba' diye seslendi.. bir yanıt alması geçikmeyecekti.

Friday, October 21, 2011

Baby Tv dile gelse...

Dort goz kufur mudur? Asagilama midir? Igneleme midir?

Nedir? 

"Nedir kuzum seni bu kadar uzen?" diye sorduklarinda, yavasca kafami kaldirip soyle seslenmistim:

"bilmek istemezsin". cunku anlatmak istemem.. benim anlatmak istemedigim seyi bilmek istemene sasiyorum..

evet evet yazdim, gor bak. ucunu kapasan gozlerinden biri gorur yazdiklarimi.

cabarnet dedigin tek gozu acik karnibahar...

Sunday, October 09, 2011

Bakkal Tekerrurleri

Uzun uzadiya tartismak yersiz... Ama bir hikaye ile anlatilabilir...Hikaye iyi kurgulanmali ve anlatilmalidir lakin..

Bakkal tekerrurleri...

9 ila 18 yaslari arasindalardi... bu uzun donem boyunca evden ciktilari cogu zamani beraber geciriyorlardi. Hatta yetmiyor, evin dar alanina tahammul edip icinde de devam ediyorlardi kismen birlikteliklerine. Evin icinde tehlikeli gucler vardi. Heran disardaki hayati degistirebilecek kudretteydiler. Bir seslenmeleri yeterdi..

- Musssssaaaaaaaaaaa.... Musssaaaaa...

Bazilari daha once irkiliyordu sesten. Oncelikli olarak ne duyduklarina degil, nasil duyduklarina gidiyordu akillari. Daha sonra aralarindan biri haric derin bir rahatlama duygusuna kapiliyorlardi. Gerci her an bir sonraki dalga kendilerine vurabilirdi.

Musa gene de iyisini umarak sese yoneldi. Kendini koseden gosterdiginde neyle karsilacagini biliyordu. Balkondan bir mesaj vardi, kimi zaman pencereden... Rulo yapilmis ve mandala sikistirilmisti... havada garip hareketler yapip hizla acisal momentumunu degistirme kapasitesine sahip "mandalli para" cogu zaman galip gelirdi mahallede. Surecte mutlaka eglenilecek birseyler bulunurdu cunku. Mandal balkon altindakinin ellerini birlestirdigi ve gogus hizasinda tuttugun brandaya dusecek miydi? Atan SES umursamadigi icin, itfaiye brandasi gibi sabit durmaktan vazgecerdi tutucu.. Mandalli para cogu zaman yerdeydi...

Musa'yi bekleyen bir sokak ve sokagin ortalarina dogru cikisi gorunen 100 basamakli bir merdiven vardi. .Iki tarafinda tek tuk arabalarin bulundugu sokak girisi icin citlerden atlamak yolu kisaltiyordu. Musa bunu yapmak icin etrafini kolacak etti.. Zira Ali Osman bahceyle ilgileniyor olabilirdi.. Aksam ev icinde baska bir tonda Musa! duyulabilirdi.

Merdivenin basina geldiginde aksam evdeki Musa!'yi nasil kisa yoldan cozerim diye dusunmeye bile vakti kalmamisti. Yolculuk zor baslamisti. Merdivenler 2ser 3er inilebilirdi. Her seferinde inerken sol tarafta bulunan legen seklini almis patika hatiralari canlandirirdi. Kisin ozenle hazirlanilip cikilan kizak kaymalarin mekaniydi burasi. Ozenle hazirlanilmak da evdeki kudretin buyurugu idi. Nasilsa ozensiz bir sekilde girilirdi eve o yuzden ozenle hazirlanmak sorun olmazdi. Uzun sureler kayildigi icin legen seklini almis patika bir yola kadar devam ederdi. Musa'nin burdan sonra yurumesi gereken bir yokus vardi.. Bakkala giden bu yolun hep asagi dogru olmasini dilerdi. Dilekler, Bakkal donusunu yuklu ve yukari olmaktan hic alikoymadi. Ayni yol geri donulecekti, ustelik yogurt ve ekmek esliginde.

Geri donus yolunda Merdivenlerin sonu 'neredeyse vardim' hissiyatini guclendirmisti Musa'nin. Lakin bu sefer citlerden atlayamayacagi kesindi. Bazen 2'de 2 yaptigi olur ve "soz de dinlemiyor" ile yogunlasirdi aksamlar..

Mandalli paranin yerinde mandal ve bozukluk vardi artik. sokakta kosturmaktan esnemis cepte ileri geri hareket ettigi gibi sesini de duyururdu mahalleye. Mahallenin kutu kutu evlerinden birine kadar gidilecekti. Kudret buyurdugunu ELDEN takip ederdi cunku...

Teslimattan sonra gene beraberdiler.. Cok gecmemisti. Adaptasyon kisa surmustu. Bir kac guncelleme ile halledildi. 3-3 olmustu. O sirada Muuussssssssssssaaa. Sonu keskindi. Belli ki bir hata yapilmisti. Kim yaparsa yapsin cezasi coktan Musa'ya kesilmis hata yakinda acikliga kavusacakti.

"Sogani unutmussun hem gitmisken pirinc de azalmis. Soyle tartsin Baydin Efendi." Cifte hata vardi. Ama farketmezdi. Kudret sadece pirinc de isteyebilirdi.

Iste tam bu noktada bu Kudret'in kendi hayattinda yapmadiklari seyler icin birilerinin yapmasini arzu etmesi ve desteklemesini begenmiyorum...

Bu nedenle Kurumsal Sosyal Sorumluluk dusuncesini sorunlu buluyorum..

Tartisma degil anlatim uzun uzadiya oldu. Yoksa gayet netim...

sosisli

Sosisli satan bir yerde bu kadar uzun kuyruk gorulmemisti. Sirayi bozanlar sosisli ciddiyeti ile muntazam bir sekilde kuyruga itiat ediyorlardi. Ortamin gerilmesi ise an meselesi idi. Huzursuzluk yerine sosundan yoksun sosisli isteyen guruh araya kaynayan bir kadina topluca ama bircok agizdan kanon halini alarak sozlu saldirida bulundu. Kadin haketmisti. Kendi kendine bu kadar da azarlanacak birsey yapmadigini anlatmak istercesine yanindaki diger kadina bakti. Kadin kadina kalmislardi. Birkac kisinin aklinda fantaziler urettirse de bu anlik durum, sosisliye olan odak cok yogundu.

Arkamdaki egildi ve kisik sesle " kanserden daha tehlikeli, daha kotu" dedi.. Once sosisli zannettim imayi. evet bir sacmalik vardi bu sosislerde, kesin bagimlilik yaratiyor diye dusunmeden edemedim. Kanserden daha tehlikeli olma ihtimali belirdi kafam da. Ta ki "kadinlar, kanserden daha tehlikeli" fisiltisini duyana kadar. Daha dikkatli baktim yuzune hemcinsimin.

5 dakika sonra gordum kendisini uzaktaki masada... 3 kadinla beraber sosisli yiyordu.. Goz goze geldik.

Basimla acil sifalar kardes sana isareti yaptim. Kucuk acili bir sekilde yana yatan kafa, yukari kalkan cift kas ve asagiya dogru bukulen dudakla..

hardal dokulmustu sakalima. Sildim.

sosisli kuyrugu daha da uzundu son baktigimda...

senelik tavafimi yapmanin huzuru ile sigarami yaktim..sorun yok..
hepimiz nasilsa bir sekilde kanser olacagiz...

Sunday, May 15, 2011

delilik guzel notalarda...

acaip bir sey insan...

klarnetogullari (tik tik)

bir kulaginin, beyninin yarisinin baska yerde oldugunu iddia edenler... yalan soyluyorsunuz...




Thursday, May 12, 2011

hiz

teknolojinin bu kadar hizli adimlar atmasi ( dun gece seni dusundum teknoloji) ile refah duzeyimizin ilerlemesi yanilmasi arasindaki korelasyonu bulan, formuluye edebilir mi?

name T 4 'teknonoji' & RD 4 refah duzeyi,
if T>RD Troot is; W r Dammed,
else w ve still time..

Wednesday, July 14, 2010

Neşettt hııımmm...

bugun cok sevdigim bir insan ile sohbet sırasında universitede okurken yasadiklarımızı daha dogrusu yasadiklarını konusuyorduk... ah ve heyler esliginde...

aklıma binbir turlu sey dolandı. Kendi ogrencilik gunlerim, onun yasam bicimi, hayatta durdugumuz yer, aklımızın sertligi yada esnekligi..

Bu dusunceler icinden en keskin olanı bana tekrar hatırlattı insan, adalet ile guc ilişkisini. ama bunları hadi hep basımıza gelen gibi tersinden okuyalım dedim.. olumsuz eklerini koyalim.. adaletsiz ile gucsuz iliskisi.

Adaletsiz insan gucsuz,
gucsuz insan adaletsiz..
Adaletsiz gucsuz insan,

hepsi baska baska... olur olmaz.. katılmam, katılırsın...

Ama sanırım gucsuz hissettigimiz zaman adaletsizlikler karsısında, halen onun adaletsiz oldugunu soylebilen insan, guclu ve adaletli olur...

adile naşit'e

Tuesday, July 13, 2010

Dunya Kupası 2010 biterkene

cok zevk aldım bu dunya kupasından...

maclari baska bir gozle izlemenin, sonucun degil yasananların (her anıyla) takip edildigi bir izleme bicimi ile...

saolasınız orda ter doken kardeslerim...

sadece "tek" bir sey sey mutsuz etti beni... "tek" fark ispanyası...

olsun, kornere, karta, ofsayda, dakikalara, insanlara, hakeme bakmayı ogrendim...

ezberimi bozdun, 2010, betson...

Tuesday, June 15, 2010

Fifa 2010 baslarkene...

besteli olur asagidaki:

Döndüm dedemin resmine, actim ellerimi
yalvardim dizkapagima, huysuz virgin seni.
damla damla 10 yasim biteriken omrumden,
cekdigim acilari yasiyorum kelimlen.

Bir vuvuyu cok sevdim, o beni hic takmıyor
beynimi ona verdim, artik geri vermiyor...

zelam belam baglanmis, faresiz kavalciyim
bu beynimi ben yedim, dunya kupa izliyor..

NakaRot.
Nokorat.
Nakorat.
Çokonat.

Monday, June 14, 2010

2 saniye gorecem diye

ben çok zorlaniyorum bazılarına girmemek icin...

2 saniye birsey (o da nesi) gorecem diye, karsidan gelene carpan yada ezilme tehlikesi yasayan insanlara giresim geliyor..

chop stick olsam 3 saniyeligine ve o an havada sabit yatay durabilsem...

benden bir tane daha varsa ele gelsem de pilav kaldırsam tabaktan agiza...

sonrada dusa girerim herhalde...

Tuesday, June 08, 2010

yuksek tavan

yuksek tavanlı yerleri sevip sevmedigime karar veremedim..

cok genis oluyor mekanlar... bizim ruhumuzu ve bedenimizi hapsetmis alcak tavanli, gokyuzunden uzak mekanlar ne de alistirmis baskiya beni..

olmuyor...genisleyiveriyor icim yuksek tavanli ya da gokyuzunu acik birakan yerlerde.. sonra toplamaya calis dur..
bugun gene genlestim.. bu ufacik bedene sigmak zor olacak desenize...

ya da siktiretsem mi ki?ne...

zaten cok az yardim isteyen biri iken bu kadar dagilak acilmak pek muhtac hissettiriyor beni..

babamin da dedigi gibi;

kendisi himmete muhtac bir dede,
nerde kaldi baskalarina yardim ede...

Wednesday, April 28, 2010

pes 2010

Yuh artık pes dedirten olay;
Cizgilerle somutlasmis sinirlarimizin gun yuzune cikmis halleri,
bakakalımış yuz ifadesi...

horuldayan umursamazligin yok mu bir de...
bir gun burda diger gun orada..

el gelsin diye bekliyorum yillardir,
gelegele bu el geldi.,
kasa da artık zengin degil ki..

Thursday, March 25, 2010


hersey icice mi gecik? yani hic mi ayrık duran seyler yok.

yargı ne diyor, sorulmadan konusan bir yapı mıdır ki?
ekonomik cevreler ozellestirme konusuna nesnel baktıklarını iddia mi ediyor?
anayasa paketi aslında neye hizmet ediyor?
evrakta sahtecilik, hayat cok mu gercek?

diger ulkelerdeki ornekleri nasıl, bakalım, ogrenelim diyenler, ogreniniz...

550 - 9 - %10 - 21:05 nedir bu sayılar

canlar cigerler, gercekleri Montaigne dilinden acikliyorum;

Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir...

canımsınız, bir ne oluyor bakmak icin itin su kapınızı yahu, acilsin..

da gorun ebemizin dalagini...

Friday, June 19, 2009

yavsaklik


kişi en ciddi aninda yavsak olabilendir...
mevzusunu ciddiye alabilendir..
kişi cidden yavsaktir...
cok daha yavsak olanlar, isini (yavsakligi) ciddiye alanlardir..
daha kişiler midir?
kişinin dahasi olmaz,
kişinin kendisi olur...

Mada


Nerde hata yaptım diye dusunuyordum rahatsiz bir sandalyede dalmisken gecenlerde. Bir hata gormus olmaliyim ve hatta bu hatayi kendimde gormus olmaliyim.yaptigim, dusundugum, hissettigim birseyde.

Nerde hata yaptigimdan cok niye yaptigim sorusu daha onemli geliyor bu gunlerde bana. nerde'sinin cevabini aramiyorum anlamina gelmesin isterim bir yandan. oteki yandan diye devam edince sanki 4 yani varmis gibi geldi. ama bir cok yani var...

en zor yani da yazmak... aciga cikarmak..

mada..

Tuesday, June 16, 2009

BorÇ

şimdi bir şey diyecektim ama kızlar var, söyleyemem...

Bu aralar sahit oldugum konuşmalarda cok duyuyorum şu yukarda yazılanı.. hastasiyim bu zihniyetin. cok inceliyorum bu dusunce yapısını, mucizevi birsey..anlatayim..

kardesim, eger ki etrafta kızlar varsa ve soyleyemiyorsan, bunu niye dillendiriyorsun. karninda bir agri mi var kocum benim..ossuramiyor musun? boyle soyleyiverince neleri yapamadigini hem de neden veyahut bahaneleriyle birlikte, rahatliyor musun?

yada birsey mi ima ediyorsun.. o soyleyecegin sey nedir efendim, ben cok merak ediyorum..yahu kizlar dedigin (cocuk-genc-yetiskin-yasli disilerden bahsediyorsun sanirim) dunyadaki insanevladinin yarisi kadar. yok olurlarsa mi soyleyeceksin yoksa yaninda olmadiklarinda mi..hadi kizlar cikin disari, kardesim hafif sesli ossuracak da..bir rica etsem disarda dursaniz..

yok yok olmaz oyle seyler..kesin baska nedeni vardir. kizlar hakkinda konusacak diye dusuneyim ben en iyisi. konussun kardesim de kizlar niye cikiyor. demek duymak isteyecegi birsey soyleyecek.. benim duymak istedigimden yada bana soylemek istediginden de emin ama.. hadi bakalim hayirlisi ne gelecek acaba..

soyle duhullu muhullu, dışkılı filan birsey gelecek sanirim. yada organli makarna tarifimi cikiverecek zihninden, daha da kotusu agzindan..

cok kibarsin kardesim, bu zihniyetinle o kibarligin senin kalibina 5 beden buyuk bile.. oldugun gibi soyle vucudunu saran rahat bir kalip alsana kardesim..hem boylece soylemek istedigini de soylersin cat diye..biliyoruz yahu merak etme..busun sen.. bitti mi bitmedi.. soyleyemiyecegim..kizlar var..

soyleyemem cunku bokumda boncugum,
kicimda hafif figan,
yaratik olmaya yolcuyum.
ses etmeyin dostlarim kardeslerim,
cunku insanliğa kendimi borcluyum.

Saturday, November 22, 2008

shear stress

bitse de gitsek dedim icimden bugun yada onu hissettim diyebilirim..

ne icin mi? ozel bir konu hakkinda degil..

genel hakkinda..

sonra da korktum kendimden..

hemen konuyu degistirdim zihnimde. ne mumkun..

sonra hatirladim..hayat kısaydı yahu degil mi..

rahatladim..

pek

Pek bir karmaşık bugün. pek bir zor su an. neden mi pek?

Çok gibi koseli ve duygusuz degil de ondan...

neden karmasik ona geleyim bi de sonra da zora...Pek zora gelemesem de...

Karmasik cunku; hergunku alisilageldik olandan farkli. yeni. degiskenli. duygulu. zor.

Zor cunku; hergunku alisilageldik olandan farkli. yeni. degiskenli. duygulu.

karmasik: zor ve zor.

10 kere zor desene kendine..nasil da yabancilasiyorsun kelimeye.

bunlari dusununce boyle oluyor gunun..

pek oluyor bu aralar bunlardan bir de..