Tuesday, May 15, 2007

KaYbOLuŞ...Kayip Ol Us..

Bir duygu, düsünce veya durumu tarif eden ve hatta onaylayan bir sunu yada soylemde anlamadıgımız noktalar varsa, butunu anlamamız imkansizdir. Sadece, butunu olusturan her bir parcayi anlamak ise butuncul bakma yontemine temelden ket vurur. Tam da bu noktada paralel calısan algiya, dusunmelere ve onermelere ihtiyacimiz var.

Aynı duzlem, yön veya boyuttaki parallelik degil, es zamanli calisan bir mekanizmadan soz etmek gerek. Aksi taktirde parcalarin baglantilari birbirlerine uymaz, tabii bir yandan da butunun nasıl dagildigini, dagitilacagi da onemlidir.

Her bir baglantilar ornegi digeri ile farkli olmaz ise, butune tak bir yada cogulcu bir yaklasimla ulasmaktan baska care kalmaz.

Yasadigin, kendini anlamlandirdigin zaman icinde, parcalarini tek ve iliskili olarak analiz edip anlamlandirmazsan, sonucta varacagin nokta, butune yukledigin anlamin alt degerleri olarak ortaya cikar. Her iki yaklasimda birbirini dogurdugu bir karmasanin icinde olusan ayri bir duzenin hakimiyeti icinde yok olursun. Belki de gerceklesecek ya da gerceklesen en sik ve kotu durum budur. O halde butunuyle olmasa da cogunlukla, belirsiz hayatlar arasinda belirlemeye calistigin kendininkini baska bir yerde gormeye veyahut artik gormemeye baslarsin..

Kaybolus iste budur..

Boş

D1: Bos bakmayı, anlamlandırdıgın an, bos bakmadıgın andır..?

D2: Her anıyla tutkulu ve nefret dolu bir hayat, hic bir zaman bos olmayacak...?

Kalem?!

D1 : Eğer şu anda başka bir yerde olsaydım, başka bir şey yazıyor olmayacaktım...!

D2 : Sildigin her şeyi yeniden yazabiliyorsan, bir şey yapabiliyorsun gibi hissetmekten öteye gitmek icin baslanacak en son noktadasin...!